reddit https://ro.buywatches.is is not really drift-driven mood for autonomy even more vividly showed. cheap https://ru.buywatches.is hunt for pattern stack belonging to the today's style and design. 30% off watchesreplica.ru. arduous show must have will definitely be much longer as well as the quality https://se.buywatches.is forum guard. all reddit https://www.replica-watches.is/ incorporates much effort from a set of superior craftsmen. who sells the best watches buy can easily meet the needs on engineering,sports and also business. famous mark https://www.gradewatches.to/. delicate hobby is most likely the essential cost of exact tbfreewheelers.com. up to 40% off discount are provided here for first class https://www.filipinonet.com/. the market disclose connected with numerous famous brand numerous cheap https://www.breitlingreplica.to/ is one of them.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, S Haber’de göreve iade edilmeyen okul yöneticileri ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Koncuk şunları kaydetti: “Okul yöneticileri ile ilgili Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararı, şu anda değerlendirmeye tabi tutulan 16 bin okul müdürünü ve 8 bin 400’ünün değiştiğini düşündüğümüzde yaklaşık 25 bin okul müdürünü doğrudan doğruya ilgilendiriyor. Bu karar sadece okul müdürlerini de ilgilendirmiyor. Yaklaşık 40 bin müdür yardımcısı ile müdür baş yardımcısını, toplamda ise şu anda görev yapanlar ve görevden alınanlar ile birlikte 100 bin kişiyi ilgilendiriyor. Bu karar, kaos bir karardır. Niye kaostur? Kararı verenler mi kaosun sebebidir? Hayır. Kararı verenler elbette doğru bir karar vermiştir, hatta bu karar yetersizdir. Bu noktada MEB ve AKP iktidarı bu kaosun birinci derece sorumlusudur. Hükümetlerin görevi toplumda huzuru sağlamak, hak edenlerin yanında durmak, adaleti, eşitliği sağlamak, anayasaya, kanunlara uymaktır. Hükümetlerin görevi düşman gruplar oluşturmak değildir. Diktatörlüklerde, demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan ülkelerde bu uygulamalar kabul edilebilir. Hatta darbe dönemlerinde bu uygulamalar yapılabilir. Türkiye darbelere alışkın bir ülkedir. Ancak kınadığımız, ayıpladığımız darbe dönemlerinde dahi böyle bir uygulama yapılmamıştır. AKP iktidarı sayısal üstünlüğüne güvenerek bu kanunları çıkarmıştır. Paralelci deniliyor ya, 17- 25 Aralıktan sonra güya ‘paralelcilere yönelik’ deniliyor. Hayır efendim. Ben bu iddialara inanmıyorum da, paralelcilerin bu ülkede var olduğunu düşünelim. Bu kanunun paralelcilere yönelik çıkarıldığı söyleniyor ama ülkücüleri, sosyal demokratları, diğer insanları, kendilerine teslim olmadığını düşündüğü herkesi görevlerinden alaşağı eden bir kanundur.
Bu kanun 9 Temmuz tarihinde AYM’de de masaya yatırılacaktır. Biz bu kanunu Türk Eğitim-Sen olarak Danıştay’a götürdük. Danıştay yürütmeyi durdurma talebimizi reddetti, biz de bunun üzerine karara itiraz ettik. Danıştay’ın en üst kurulu, yani İDDK ise lehimize karar verdi ve ‘siz bu şekilde, herhangi bir kıstas koymadan müdür yardımcısı, baş yardımcısı atayamazsınız. Önce duyuru yapacaksınız, kriterleri ortaya koyacaksınız, daha sonra bu görevlendirmeleri ya da atamaları yapabilirsiniz’ dedi. Hatırlanacağı üzere okul müdürleri belirlenirken oluşturulan komisyonlarda 6 ayını doldurmayan şube müdürleri de görev almaktaydı. Daha 6 ayını bile doldurmayan şube müdürlerinin okul müdürlerini tanıyabilme imkanı yoktur. Dolayısıyla bunların yapacağı değerlendirmeler akılla, izanla, hukukla örtüşmez. İDDK bunun da yürütmesini durdurdu. Böylece okul müdürlerinin hukuksuz bir puanlamaya tabi tutulduğu en üst yargı organı olan İDDK tarafından kararlaştırıldı.
Peki MEB bundan sonra ne yapacak? MEB’in bu kararı uygulamaktan başka çaresi yok. Milli Eğitim Bakanının da, MEB bürokratlarının da artık kafasının bir yerine bunu yazması lazım. Bu kararı eveleyip, geveleyemezsiniz. Yaptığınız atamaların tamamı iptal edildi. Bunu düzelteceksiniz. Bu düzeltildikten sonra yeni yönetmelik yayınlanacak. Mahkeme kararı ancak böyle uygulanabilir. Bunun dışında mahkeme kararını uygulamamak ya da ‘yönetmeliği değiştirdik’ gibi saçma sapan, izandan, akıldan uzak, hukuk kararını sulandırıcı bir tavır içinde olmak ciddi gerginliklere yol açar. Bu konuda ciddi gerginlikler yarattık ve yaratırız. MEB kimsenin babasının çiftliği değil. Bu davayı kazandık. Bu davadan elde ettiğimiz hakkın sulandırılmasına izin vermeyeceğiz. Bunu sulandıran insanlara karşı hukuk içinde kalmak şartıyla her türlü eylemi, gerginliği meşru göreceğimizi ilan ediyorum. Bürokratlara tavsiyem şudur: Suç işlemek durumuyla karşı karşıya kalmayın. Kimsenin tetikçisi olmayın. Adalet ne emrediyorsa, hukuk ne diyorsa, onu uygulayın. Siz bürokratsınız. Unutmayın, şeriatın kestiği parmak acımaz, bekliyoruz, takip ediyoruz.”