Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi, 17-18 Şubat 2021 tarihlerinde UNESCO Milli Komisyonu’nun desteğiyle Ahi Evran’ın doğumunun 850’inci Yılı anısına “2023’e Doğru Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı” düzenliyor.
Türk Eğitim-Sen’in 13-18 Temmuz 2021 tarihlerinde düzenleyeceği 2. Maarif Kongresi kapsamında gerçekleştirilen çalıştayda; Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetim Sistemi, Mesleki ve Teknik Eğitimin Geleceği, Mesleki ve Teknik Eğitim Öğretim Faaliyetleri, Mesleki ve Teknik Eğitime Öğretmen Yetiştirme ve Niteliği olmak üzere dört farklı komisyon çalışmalar yürütüyor.
Bu komisyonlarda ülkemizin dört bir yanından gelen 80 civarında akademisyen ve eğitim çalışanlarının katılımıyla mesleki ve teknik eğitimin geçmişi; günümüzdeki problemleri ve çözüm önerileri, tartışılacak; 2023 hedefleri çerçevesinde nasıl bir mesleki eğitim kurgumuz olması sorusuna yönelik gelecek tasavvuru ortaya konulmaya çalışılacak. Mesleki eğitimin kalitesi, geleceği, öğrenci yönlendirilmesi, öğretmen yetiştirilmesi ve istihdam gibi konuların etraflıca masaya yatırılacağı bu iki günlük çalıştayda modern dünya gerçeklerine göre ülkemizin ve dünyanın ihtiyaçlarına uygun bir mesleki eğitim önerisi meydana getirilmesi hedeflenmektedir.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Varın Numanoğlu, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ve Teknik Eğitim Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Özen’in de katıldığı çalıştay, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Daha sonra Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan açılış konuşması yaptı. Genel Başkan Geylan, “Anadolu’da bin yıldır süregelen milli varlığımızın kökleşmesinde çok önemli bir etken olmuştur Ahilik teşkilatı. Biz hem Ahilik teşkilatını hatırlamak hem Ahi Evran’ı anmak hem de Ahi Evran’ın ruhu, anlayışı, felsefesi ile ülkemizdeki meslek eğitiminin ve teknik eğitimin gelişmesi noktasında bir katkımız olsun inancıyla bu çalıştayı düzenliyoruz” dedi.
Mesleki ve teknik eğitimin önemini vurgulayan Geylan, “Türk Eğitim-Sen olarak mesleki ve teknik eğitimi son derece önemli görüyoruz. Ülkenin üretim çarklarının ana unsuru olarak gördüğümüz bu alanın Türk milleti için geçmişten günümüze ne kadar hayati bir görev ifa ettiğini bu milletin her bir ferdi olarak anlamak ve bu konuda gerekli özeni göstermek mecburiyetindeyiz. Türk cihan hâkimiyeti mefkuresini gerçekleştirmek isteyen ecdadımızın yer yüzünde düşmanlarına karşı muzaffer olabilmesinin yolu cephede yapılan mücadelenin cephe gerisinde üretim ve lojistikle desteklenmesinden geçtiğini tarihin pek çok hadisesinde tecrübe etmiş olduk. Kurtuluş savaşında silah ve cephane üretimi, günümüzde ülkemizin ihtiyaç duyduğu savunma, gıda, sağlık ve ilaç alanındaki stratejik ürünlerin üretimi bunun en bariz göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yakın zamanda NATO müttefiklerimiz dâhil pek çok ülkenin hain PKK ve DAEŞ gibi bölücü örgüt unsurlarına yapmış olduğumuz operasyonları gerekçe göstererek ihtiyaç duyduğumuz ekipmanları ya doğrudan vermeyi reddetmesi ya da gereksiz prosedürler uydurarak süreci uzatıp teslimatları yapmaması Türk milleti olarak kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerektiğini göstermektedir. Bunun yolu da mesleki teknik eğitim ve üretim teknolojilerine gereken yatırımı yapmaktan geçmektedir” dedi.
Geylan her önüne gelenin ‘Meslek lisesi memleket meselesi’ cümlesini kullandığını ama maalesef yıllardır mesleki ve teknik eğitimin ihmal edildiğini söyleyerek, şunları kaydetti: “Tabi Sayın Ziya Selçuk’un Bakan olmasıyla birlikte 2023 Eğitimde Vizyon Belgesi hazırlanmıştı. Türk Eğitim-Sen olarak bu belgeye katkı sunmuştuk. 2023 Eğitimde Vizyon Belgesinde mesleki eğitime özel bir bölüm ayrıldı. Temennimiz belgede yer alan hususların masada kalmamasıdır. Bu anlamda MEB’in söz konusu hedeflerin gerçekleşmesi için hızlı hareket etmesini istiyoruz. Hep söyleriz, yerli ve milli ekonomi için yerli ve milli üretim lazım. Üretim için de nitelikli insan gücü yetiştirmek lazım. Nitelikli insan gücü, iyi planlanmış mesleki ve teknik eğitimle yetişecek. Biz bu yüzden teknik ve mesleki eğitimi milli beka meselesi olarak görüyoruz” diye konuştu.
Meslek lisesi algısının değiştirilmesinin gerekliliğini vurgulayan Geylan, “28 Şubat post modern darbesi sonrasında başta katsayı olmak üzere mesleki ve teknik eğitime birtakım engeller konuldu, meslek liselerinin öğrenci sayıları azaldı, mesleki ve teknik eğitime yatırım yapılmadı, mesleki eğitimin alt yapısı güncellenmedi. Hatırlanacağı üzere daha önceki çalıştaylarımızda da mesleki ve teknik eğitimle ilgili çok güzel öneriler ortaya koymuştuk. Mesela tematik liselerin açılmasını önerdik. Son 2-2,5 yıldır bu anlamda çalışmalar yapılıyor ama yeterli değil. Çok basit görülebilir ama okul isimlerinin güncellenmesini önerdik. Mesela ticaret lisesi değil, ekonomi lisesi, endüstri lisesi değil teknoloji lisesi diyelim. Basit gibi görünen bu ufak dokunuşların meslek lisesi algısına getireceği ehemmiyetin farkındayız. Sahadan gelen akademisyenlerimizin, öğretmenlerimizin, eğitim çalışanlarımızın tespitleri doğrultusunda getirdiğiniz öneriler dikkate alınmış olsaydı, bazı problemler bugün konuşulmuyor olacaktı” dedi.
Meslek liselerinin öneminin salgın döneminde daha iyi anlaşıldığını dile getiren Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabi mesleki ve teknik eğitim algısının rehabilite edilmesi anlamında ciddi katkılar ortaya koyuyoruz. Ama sanırım salgın dönemi bu anlamda elverişli bir zemin sundu. Milyarlar harcasak mesleki ve teknik eğitimin bu tanıtımını yapamazdık. Pandemi döneminde mesleki ve teknik okullarımız öyle bir performans ortaya koydu ki, vatandaşlarımız mesleki ve teknik eğitimin önemini fark etti. Salgında 100 milyonun üzerinde maske ürettik. Salgının ilk günlerinde koca koca ülkeler birbirlerinin maskesini çalıyordu. Türkiye’de mesleki liselerimiz 100 binin üzerinde maske üretti, dezenfektan ürünleri üretti, solunum cihazları üretti. Herkesin pandemiden korktuğu günlerde mesleki ve teknik liseler milletimizin mücadelesinde bizimde katkımız olsun inancıyla sahada çalıştınız ve inanılmaz şeyler başardınız. Salgın sürecinde mesleki eğitim kurumlarının ülkemizin imdadına koşması, ellerindeki kısıtlı imkânlarla öğrencisi ve öğretmeni ile fedakârca üretim yapmak için çırpınmaları bu alanın gerçekten ihmal edilmemesi gerektiğini gözler önüne sermiştir. Ve bize şunu göstermiştir; Türk milletinin sinesinde vatanperver bir maya gizlidir, değerini bilen usta ellerde elmas gibi işlenmeye ve imkân verildiğinde her şeyi yapmaya muktedirdir.”
Gara operasyonunda şehit olan askerlerin ve haince şehit edilen 13 vatandaşımızın ailelerine başsağlığı da dileyen Geylan, “13 şehit verdiğimiz gün dahi kahrolsun PKK diyemeyen sözde aydınları, sözde siyasetçileri, sözde sendikaları, sözde sivil toplum kuruluşlarını esefle kınıyorum. Allah bunları ıslah etsin. Gafil olanları ıslah etsin, hain olanları da kahretsin! Biz Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak terörle mücadelede sonuna kadar devletimizin yanındayız. Şunu talep ediyoruz: Milletimizin selametine, devletimizin bekasına kast eden son terör unsuru ortadan kaldırana kadar bu mücadele sürsün. Duamız, desteğimiz devletimiz ve güvenlik güçlerimizledir ” dedi.
Genel Başkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çalıştay 100. yılında aynı ruh ve heyecanla 2’incisini düzenleyeceğimiz Maarif Kongresi’nin ikinci aşaması olması amacıyla da son derece önemlidir. Çünkü biz “Türk Devleti”nin geleceğinde mesleki teknik eğitimin vaz geçilmez bir yerinin olduğuna inanıyoruz. Ve hem toplum hem ülke olarak mesleki teknik eğitime bu denli ihtiyacımız olduğu bir dönemde ihmal edilmesine, layık ettiği değeri bulmamasına mercek tutmak istiyoruz. Türk milleti “bir mesleğin olsun, kolunda bir altın bilezik bulunsun” diye evladını öğütlerken içinde bulunduğumuz durum vasıfsız işsizlik nasıl doğmuştur bunun bütün yönleriyle değerlendirilmesini hedefliyoruz.
Türk Eğitim Sen olarak 13-18 Temmuz 2021 tarihleri arasında 100. yılında düzenleyeceğimiz kongre ile aynı 1921 de yapılan ve Türk devletini 1923’te ilan edilecek Cumhuriyete hazırlayan kongre gibi yeniden bir eğitim meşalesi yakılmasını hedefliyoruz. Cumhuriyet’imizin 100. yılı olan 2023’te hedeflediğimiz lider ülke Türkiye ve 21. Yüzyılın Türk Asrı olması, gayesinin mesleki teknik eğitimsiz mümkün olmadığı artık çok net ortaya çıkmıştır.
Bu çalıştayın Ahi Evran’ın Doğumunun 850.yılına ithaf edilmesinin iki önemli amacı bulunmaktadır.
İlki; Ahi Evran’ın hem kendisinin kurduğu Ahilik Teşkilatı hem de eşi Fatma Bacı’nın kurduğu Bacıyan-ı Rûm (Anadolu Bacıları ) Teşkilatı ile Anadolu’da XIII. Yüzyıldan itibaren dönemin mesleki ve teknik eğitine katkı sunarak yapmış oldukları çalışmaları hatırlayarak; Anadolu’ya gelen Horasan Erenleri kolonizatör Türk dervişlerinin geldikleri yerde mesleki bilgi ve üretim becerisiyle halka kendilerini kabul ettirmelerine dikkat çekmek.
İkincisi ise UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve onun kıymetli başkanı Sayın Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ’un sonsuz gayretleri ile vücut bulan UNESCO tarafından ilan edilen bizim de 2016 yılından beri dikkatle takip ettiğimiz Türk büyüklerinin anma kutlama yılları programlarına katkı sunmaktır.
Biliyorsunuz ki 2021 yılı Ahi Evran’ın Doğumunun 850.Yılı münasebetiyle Ahi Evran yılı olarak anma ve kutlama yılı olarak ilan edildi. Bu doğrultuda ülkemizde de Ahi Evran yılı olarak ilan edildi. Biz de Türk Eğitim Sen olarak Ahi Evran ile ilgili farkındalık bilincinin oluşması, köklerimizden güç alarak maziden atiye doğru daha emin adımlarla yürüyebilme şiarıyla bu etkinliği ithaf etmiş olduk.”
Genel Başkan’ın konuşmasının ardından Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Varın Numanoğlu protokol konuşması yaptı. Telekonferans yöntemiyle bağlanan Varın şunları kaydetti: “Başkanımın daha önceki çalıştaylarda ifade ettiği sorunlara ilişkin genel müdürlüğümüz bünyesinde çalışma yaptık. Sendikalarımızla birlikte mesleki ortaöğretim alanında sorunlara çözüm bulmak çok sağlıklı ve doğru bir zemindir. Sahanın gücünü yansıtıyorsunuz. Bu çalıştay sonucunda ortaya çıkacak raporlar çok önemli ve yol gösterici olacaktır. Yine bu bilgi ve belgelerden yararlanma niyetindeyiz.
Ülkeler mesleki eğitim sistemlerini kendi ekonomilerinin mevcut durumuna ve kendi ülke gerçeklerine uygun bir şekilde kurgulamakta ve güncellemektedir. Bakanlığımız da ülkemizin gerçekleri ile örtüşen ve dokusuna uygun mesleki ve teknik eğitim için yeni yol haritasını 2023 Eğitim Vizyonunda sunmaktadır. Yeni yol haritası sektöre duyarlı, ülkenin önceliklerine göre kendisini sürekli güncelleyen, dinamik bir mesleki ve teknik eğitim inşası öngörmektedir. Bu hedefleri gerçekleştirmek için Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü olarak üzerimize düşen görev ve sorumluluklarımızın farkındayız ve bu doğrultuda çalışmalarımızı yürütmekteyiz.
2023 Eğitim Vizyonumuzla yenilenen millî eğitim politikamız doğrultusunda; iş dünyasının ihtiyaç duyduğu meslek ve alanlarda nitelikli işgücünün yetiştirilmesini sağlayacak şekilde meslekî eğitimin kalitesini artırmak ve eğitim-istihdam-üretim bağlantısının sağlıklı bir zeminde yürütülmesini sağlamak amacıyla çalışıyoruz. Bu hedefe ulaşma doğrultusunda, etkin ve verimli işleyen bir kurumsal yapıyı tesis etmek; meslekî eğitim sistemimizin beşeri, mali, fiziki ve teknolojik altyapı ile yönetim ve organizasyonunu daha da iyileştirmek adına önemli adımlar atmaya devam ediyoruz.”
Mesleki ve teknik eğitim alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Numanoğlu, “2020 yılı başında tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını sürecinde mesleki ve teknik eğitimin önemi daha da ön plana çıkmıştır. Artan üretim kapasitesi ile mesleki ve teknik eğitim, toplumun bu zor günlerdeki ihtiyaçlarını karşılayan ana aktörlerden biri haline gelmiştir. Mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında dezenfektan malzemelerinden tek kullanımlık tulumlara, cerrahi maskelerden yüz koruyucu siperliklere, solunum cihazından N-95 standartlarındaki maskeye kadar çok çeşitli ürünler üretilmiş ve üretilmeye devam edilmektedir. Okullarımızın kapasitelerinin artırılması ve yeni yatırımların yapılması sonucunda günlük 2.5 milyon (çift vardiya çalışılması durumunda 5 milyon) maske üretim kapasitesi oluşturulmuştur. Bugüne kadar okullarımızda 10 milyon litre yüzey temizleyici, 2.5 milyon litre el dezenfektanı, 110 bin litre kolonya, 150 milyon adet cerrahi maske, 60 bin N95 Maske, 1.6 milyon adet yüz koruyucu siperlik, 1.4 milyon adet tulum/önlük üretimi yapılmıştır. Bugüne kadar okullarımızda 8,5 milyon litre yüzey temizleyici, 2 milyon litre el dezenfektanı, 100 bin litre kolonya, 130 milyon adet cerrahi maske, 50 bin N95 Maske, 1.3 milyon adet yüz koruyucu siperlik, 1.2 milyon adet tulum/önlük üretimi yapılmıştır” diye konuştu.
Varın’ın ardından telekonferansla çalıştaya bağlanan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz konuşma yaptı. Öcal Oğuz, “Küresel salgın döneminde Türk Eğitim-Sen’i bu önemli inisiyatifi için kutluyorum ve Genel Başkan Talip Geylan’ı tebrik ediyorum” diyerek sözlerine başladı.
Bu çalıştayın MEB’in değerli katılımları ile yapılmasının da kıymetli olduğunu dile getiren Oğuz, “Genel Başkan Talip Geylan’ın Türk tarihinin ve kültürünün pek çok alanını bütünleştiren bir açılış konuşmasıyla gerekçelendirmesi önemli ve dikkat çekicidir” dedi.
Çalıştaya logo desteği verdiklerini de bildiren Öcal Oğuz, mesleki ve teknik eğitimin konuşulduğu bugünlerde toplumun yararına olan nitelikli eğitimin merkeze alınması gerektiğini dile getirdi. Oğuz aynı zamanda Ahi Evran’ın ve Ahilik teşkilatının mesleki üretim, kalite ve nitelik boyutuyla dünyaya tanıtılması çağrısında bulundu.
Teknik Eğitim Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Özen de konuşmasında; Ahilik teşkilatının belirli bir iş, ahlak ve hiyerarşik disiplin içinde topluma hizmeti ve çalışmayı ibadet olarak gören kişilerden oluştuğunu anlattı.
Ahiliğin bir eğitim ocağı olduğunu ve bu eğitimlerden isteyenlerin ücretsiz faydalanabildiğini bildiren Özen, “Ahilikteki eğitimin temel amacı dürüst, namuslu, üretken insanlar yetiştirmektir. Üretken olmak için de zanaat becerisinin olması gerekir. Aradan yaklaşık 8 asır geçmiş olmasına rağmen yine aradığımız insan tipi, rol model üreten insan modelidir.” dedi.
Özen ayrıca mesleki ve teknik eğitimin ülkemizin milli ve yerli üretimin başlangıç noktası olduğuna dikkat çekerek, “ Bu okullarımızda görev yapan öğretmenlerimiz bilginin beceriye dönüşmesinde, beceri transferinin sağlanmasında ülkemizin rol modelidir” diye konuştu.
Protokol konuşmalarının ardından komisyon çalışmalarına başladı. Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetim Sistemi Komisyonu; Eğitimde şeffaf, adil ve liyakati esas alan yönetim modeli oluşturulması, Mesleki eğitim veren okulların yetişkinlere sertifika eğitimi vermesi, okulların bu amaçla kullanımının sağlanması, Okullar için bir kalite modeli geliştirilmesi konularında;
Mesleki ve Teknik Eğitimin Geleceği Komisyonu Türkiye ve dünyadaki teknolojik gelişmeler ve Geleceğe yönelik meslek alanlarının belirlenmesi konularında;
Mesleki ve Teknik Öğretim Faaliyetleri Komisyonu Mevcut ve yeni meslek alanlarının gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinliklerin tespiti, Mesleki yönlendirme, mesleki rehberlik, ilgi ve yeteneklerin tespiti, çıraklık eğitim, Eğitim müfredatlarının tamamen çağdaş standartlara göre yeniden tasarlanması, Uygulamaları ve beceri eğitiminin modüler esaslara göre yapılması ve Ulusal Meslek Standartları ile Uyum, Covid-19 gibi pandemi dönemleri için uzaktan eğitim şartlarında Dijital Ortamda Mesleki Teknik Eğitim araç gereçleri, pandemi sürecinin getirdiği güncel sorunlar, İstihdamda arz talep dengesini gözeten öğrenci sayısında eğitim verilmesi konularında;
Mesleki ve Teknik Eğitime Öğretmen Yetiştirme ve Niteliği Komisyonu Öğretmen yetiştirme için bir model önerilmesi, Öğretmenlere yönelik kariyer planı oluşturulması için model oluşturulması, Mesleki eğitim araştırma ve geliştirme için Mesleki Eğitim Araştırma Enstitüsü kurulması konularında çalışma yürütüyor.